2 seslendirme
Kendin çok bilirsen bilene danış Danışan dağları aşar mı aşar Danışmadan yola gitse bir kişi Yanılır yollarda şaşar mı şaşar Altın da bir pula olur mu kâbil Kâmil ile konuş olursun kâmil Konuşma câhille olursun câhil Kişi ayarından düşer mi düşer Câhile ırak ol kâmile yakın Mana al sözümden darılma sakın Hasmın karıncaysa merdane bakın Ummadık taş başa düşer mi düşer Budur kâinatın yekta gevheri Kalbi gevher olan olmaz serseri Bir kişi içince âb-ı kevseri İrfan meydanında coşar mı coşar Pir Sultan Abdal’ım böyle mi olur Her kişi ettiğin' elbette bulur Alıcı kuşların ömrü az olur Akbaba zararsız yaşar mı yaşar
1 seslendirme
Bir kâmile candan hizmet eylesen Nâr-ı aşka salup bişürür seni Teslim olup her sırrını söylesen Korktuğun yerlerden aşırır seni Yalancı kallâşa hizmet eyleme Mutlak münâfıkdır ülfet eyleme Harf ile üstüne gelse söyleme İblisden eşeddür şaşırır seni Zahir ilmi çokdur mahlûka satar İllerin bağında şakıyup öter Yakınına varma yakanı tutar Hakk'ın dergâhından düşürür seni Dilde kavi ü ikrar muhabbet çokdur Zerrece Hak nişanı kalbinde yokdur Bâtınını görmezsen deme ki hakdır Dar kapda kaynama taşırır seni Noksani sakınıp uyma her cana Bir can içre bin can yeter irfana Kusuru sende bul düşme yabana Nefse uyma yoldan düşürür seni
3 seslendirme
Ötme bülbül ötme şen değil bağım Dost senin derdinden ben yana yana Tükendi fitilim eridi yağım Dost senin derdinden ben yana yana Deryadan bölünmüş sellere döndüm Ateşi kararmış küllere döndüm Vakitsiz açılmış güllere döndüm Dost senin derdinden ben yana yana Haberim' duyarsın peyikler ile Yaramı sarsınlar seyikler ile Kırk yıl dağda gezdim geyikler ile Dost senin derdinden ben yana yana Pir Sultan Abdal'ım doldum eksildim Yemeden içmeden sudan kesildim Zülfün kemendine kondum asıldım Dost senin derdinden ben yana yana
1 seslendirme
Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa yoruldum Benim sadık yârim kara topraktır Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne faydalandım Her türlü isteğim' topraktan aldım Benim sadık yârim kara topraktır Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yârim kara topraktır Adem'den bu deme neslim' getirdi Bana türlü türlü meyve yetirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yârim kara topraktır Karnın' yardım kazma ilen bel ilen Yüzün' yırttım tırnak ilen el ilen Yine beni karşıladı gül ilen Benim sadık yârim kara topraktır İşkence yaptıkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim dört bostan verdi Benim sadık yârim kara topraktır Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yârim kara topraktır Dileğin varsa iste Allah'tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hakk'tan Benim sadık yârim kara topraktır Hakikat ararsan açık bir nokta Allah kula yakın kul da Allah'a Hakk'ın gizli hazinesi toprakta Benim sadık yârim kara topraktır Bütün kusurlarım' toprak gizliyor Merhem çalıp yaralarım' düzlüyor Kolun' açmış yollarımı gözlüyor Benim sadık yârim kara topraktır Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel'i bağrına basar Benim sadık yârim kara topraktır
1 seslendirme
Güzelliğin on par'etmez Bu bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulamaz Gönlümdeki köşk olmasa Tabirin sığmaz kaleme Derdin dermandır yareme İsmin yayılmaz âleme Âşıklarda meşk olmasa Kim okurdu kim yazardı Bu düğümü kim çözerdi Koyun kurt ile gezerdi Fikir başka başk'olmasa Güzel yüzün görülmezdi Bu aşk bende dirilmezdi Güle kıymet verilmezdi Âşık ve maşuk olmasa Senden aldım bu feryâdı Bu imiş dünyanın tadı Anılmazdı Veysel adı O sana âşık olmasa
2 seslendirme
Bende sığar iki cihan, ben bu cihana sığmazam Gevher-i lâmekân benem, kevn ü mekâna sığmazam Arş ile ferş ü kâf ü nun bende bulundu cümle çün Kes sözünü vü epsem ol, şerh ü beyana sığmazam Kevn ü mekândır ayetim, zatıdürür bidayetim, Sen bu nişan ile beni bil ki nişana sığmazam Kimse güman ü zann ile olmada Hakk ile biliş, Hakk’ı bilen bilir ki ben zam ü gümana sığmazam Surete bak ve mâniyi suret içinde tanı kim Cism ile can benem veli cisme vü cana sığmazam Hem sedefem hem inciyem, haşr ü Sırat esinciyem Bunca kumaş ü raht ile ben bu dükkâna sığmazam Genc-i nihan benem ben üş, ayn-i ayan benem ben üş, Gevher-i kân benem ben üş, bahre vü kâna sığmazam Gerçi muhit-i âzamem, âdem adımdır âdemem Tur ile kün fekân benem, ben bu mekâna sığmazam Can ile hem cihan benem, dehr ile hem zaman benem, Gör bu latifeyi ki ben dehr ü zamana sığmazam Encüm ile felek benem, vahy ile hem melek benem, Çek dilini vü epsem ol, ben bu lisana sığmazam Zerre benem güneş benem, çar ile penc ü şeş benem, Sureti gör beyan ile çünki beyâna sığmazam Zat ileem sıfat ile, gülşekerem nebat ile, Kadr ileem berat ile, beste dehana sığmazam Nâre yanan şecer benem, çarha çıkan hacer benem, Gör bu odın zebanesin, ben bu zebana sığmazam Şehd ile hem şeker benem, şems benem, kamer benem, Ruh-u revan bağışlaram, ruh-u revana sığmazam Tir benem, keman benem, pir benem, civan benem, Devlet-i cavidan benem, ine vü âna sığmazam Gerçi bu gün Nesimi’yem, Haşimi’yem, Kureyşi’yem, Benden uludur ayetim, ayete şana sığmazam
1 seslendirme
Bir kandilden bir kandile atıldım Turab olup yeryüzüne saçıldım Bir zaman Hak idim Hak ile kaldım Gönlüme od düştü yandım da geldim Ezelden evveli bir Hakk'ı bildik Hakk'tan nida geldi Hakk'a Hak dedik Kırklar meydanında yunduk pak olduk İstemem taharet yundum da geldim Şunda bir kardaşla kayda düşmüşem Pirler makamında yunup pişmişem Kırklar meydanında hem görüşmüşem İstemem yanmağı yandım da geldim Şah Hatayi eydür senindir ferman Olursun her kulun derdine derman Güzel şahım sana bin canım kurban İstemez kurbanı kestim de geldim
2 seslendirme
Ey benim divane gönlüm Dağlara düştüm yalınız Bu cefayı kendi özüm Pek mâil gördüm yalınız Dağlar var dağlardan yüce Can mı dayanır bu güce Derdimi üç gün üç gece Söylesem bitmez yalınız Şah'ın ayağına varsam Hayırlı gülbengin' alsam Kızılırmak'a gark olsam Çağlasam aksam yalınız Şahımın ırmağı aktır Lezzeti şekerden çoktur Bir Allah'tan büyük yoktur Hak dedim durdum yalınız Pir Sultan'ım der görenler Pirleri niyaz edenler Üçler kırklar yediler Mürvete geldim yalınız
2 seslendirme
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün Dünya kadar malın olsa ne fayda Söyleyen dillerin söylemez olur Bülbül gibi dilin olsa ne fayda Bir gün seni götürürler evinden Hakk'ın kelamını kesme dilinden Kurtulmazsın Azrail'in elinden Türlü türlü yolun olsa ne fayda Sen söylersin söz içinde sözün var Çalarsın çırparsın oğlun kızın var Şu dünyada üç beş arşın bezin var Tüm bedesten senin olsa ne fayda Kul Himmet üstadım gelse otursa Hakk'ın kelâmını dile getirse Dünya benim deyip zapta geçirse Karun kadar malın olsa ne fayda