Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yârim kara topraktır Beyhude dolandım boşa yoruldum Benim sadık yârim kara topraktır Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne faydalandım Her türlü isteğim' topraktan aldım Benim sadık yârim kara topraktır Koyun verdi kuzu verdi süt verdi Yemek verdi ekmek verdi et verdi Kazma ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yârim kara topraktır Adem'den bu deme neslim' getirdi Bana türlü türlü meyve yetirdi Her gün beni tepesinde götürdü Benim sadık yârim kara topraktır Karnın' yardım kazma ilen bel ilen Yüzün' yırttım tırnak ilen el ilen Yine beni karşıladı gül ilen Benim sadık yârim kara topraktır İşkence yaptıkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim dört bostan verdi Benim sadık yârim kara topraktır Havaya bakarsam hava alırım Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yârim kara topraktır Dileğin varsa iste Allah'tan Almak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hakk'tan Benim sadık yârim kara topraktır Hakikat ararsan açık bir nokta Allah kula yakın kul da Allah'a Hakk'ın gizli hazinesi toprakta Benim sadık yârim kara topraktır Bütün kusurlarım' toprak gizliyor Merhem çalıp yaralarım' düzlüyor Kolun' açmış yollarımı gözlüyor Benim sadık yârim kara topraktır Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyaya bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel'i bağrına basar Benim sadık yârim kara topraktır
Âşık Veysel'in “Benim Sadık Yârim Kara Topraktır” adlı şiiri, Türk halk edebiyatının en anlamlı ve dokunaklı eserlerinden biridir. Bu şiir, sadece doğayla kurulan bir bağı değil; insanın varoluşunu, emeğini, hayatın anlamını ve ölümle olan kaçınılmaz yüzleşmesini derin bir bilgelikle anlatır.
Şiirin merkezinde "kara toprak" metaforu yer alır. Bu toprak, sıradan bir zemin değil; sadakatle veren, bağrına basan, tüm varlığı kucaklayan, sonunda herkesi sinesine alan kutsal bir varlık gibidir. Veysel, ömrü boyunca birçok insana dostça yaklaştığını ama gerçek dostluğu yalnızca toprakta bulduğunu söyler. Bu söylem, insan ilişkilerindeki hayal kırıklığını ve toprağın değişmeyen sadakatini vurgular.
Toprak, bu şiirde:
Şiir aynı zamanda ölüm gerçeğini de büyük bir huzurla kabul eder. Toprak sadece doğumun değil, ölümün de son durağıdır. Veysel, insanın topraktan geldiğini ve yine toprağa döneceğini hatırlatarak ölümden korkmak yerine ona anlam yükler. Son kıtada, bu gerçeği idrak edenlerin dünyaya "ölmez bir eser" bırakacağını söyler; bu da sanatçının kendi yaşamını ve mirasını sembolize eder.
Âşık Veysel’in bu eseri, doğaya duyulan derin sevgi, Allah’a olan bağlılık, emek ve tevazu anlayışıyla, Anadolu insanının yaşam felsefesini de yansıtır. “Benim sadık yârim kara topraktır” dizesi, sadece bir tekrar değil; varoluşun, dostluğun, emeğin ve inancın özetidir.
Aşık Veysel Şatıroğlu